Yükleniyor...

Ahi Evren ve Ahi Teşkilatı

Meltem Koleji » Edebiyat Kulübü, Eski Haberler » Ahi Evren ve Ahi Teşkilatı

Ahi sözcüğünün kökeni hususunda iki görüş bulunmaktadır. Bu görüşlerden ilki Arapça kökenli olduğudur. Buna göre “Ahi” sözcüğünün anlamı “kardeşim”dir. İkinci görüşe göre ise; Ahi sözcüğü Türkçe “akı” sözcüğünün zamanla değişimi sonucu eski Türkçe metinlerde “akı” sözcüğü “cömert, eli açık” anlamlarında kullanılmıştır.

Ahilik, XIII. yüzyıldan XIX. yüzyıla kadar Anadolu’da, Balkanlar’da ve Türkistan’da yaşayan Türkler’in, sanat ve meslek alanında yetişmelerini ve ahlaki yönden gelişmelerini, olgunlaşmalarını sağlayan, esnaf ve sanatkarlar birliğidir. Ahi Teşkilatı, Abbasi Halifesi En-Nasır li Dinilillah’ın kurduğu, gençlik cömertlik teşkilatı anlamında olan Fütüvvet Teşkilatı’nın bir devamıdır. Evhadüddin Kirmani’nin fikirleriyle olgunlaşan, daha sonra onun talebesi ve damadı olan Ahi Evren tarafından kurulmuştur. Asıl adı Şeyh Nasirü’d-Din Mahmud (dinin yardımcısı) olan Ahi Evren, 1171 (H.566) yılında Azerbaycan’ın Hoy Kasabası’nda doğmuştur. Fahrettin Razi’den akli (fen) ve nakli (dini) ilimleri, Şeyh Evhadüddin Kirmani’den tefsir, hadis, fıkıh, kelam ve tıp alanında dersler alarak derin bir âlim, tasavvuf yolunda yüksek makam sahibi bir veli olmuştur. Şeyh Evhadüddin Kirmani’nin kızı Fatma Bacı ile de evlenmiştir. Şüphesiz ki Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında büyük katkısı olan Ahi Evren’ın asıl mesleği (derici) debbağlıktır. Çırak-kalfa ve usta ilişkisi üzerine kurulan Ahilik Teşkilatı, Ahi Evren tarafından Kırşehir’de kurulmuştur. Teşkilatın üyeleri erkeklerden oluştuğu gibi günümüz esnaf teşkilatının da temeli atılmıştır. Bu teşkilat sadece bir esnaf teşkilatı olmayıp, Anadolu’ya göç eden Türkmenlere hem aş hem de iş vermiş,  dini eğitimler vererek de onları iyi bir Müslüman ve vasıflı bir meslek sahibi, üretici insan haline getirmiştir. Onları hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışan insanlar haline getirmiştir. Ahi üyeleri aynı zamanda yanlarında bıçak ve kama da taşırlardı. Herhangi bir tehlike durumunda Anadolu’nun güvenliğini de sağlarlardı. Bu yönüyle Anadolu Selçuklu Devleti’nde de aynı zamanda güvenlik teşkilatı özelliğinde olmuştur. Ahi Evren’in hanımı Fatma Bacı tarafından da sadece kadınlardan oluşan Bacıyan-ı Rum (Bacılar Teşkilatı) adında bir teşkilat daha bulunmaktadır ki bu teşkilatta Ahi Teşkilatı’nın kadınlar kolunu oluşturmaktadır.

Kardeşliğin, cömertliğin, yiğitliğin, fedakârlığın, doğruluğun, dürüstlüğün, kalitenin, üretimin, ahlakın, sanatın ve bilimin esas alındığı Ahi Teşkilatı’nın kurucusu, âlim ve mutasavvıf Ahi Evren, kesin olmamakla birlikte Moğollar’a karşı mücadele ederken 93 yaşında 1261 (H.653) şehit edildiği bilinmektedir. Kabri Kırşehir’dedir.

Ahiliğin ilkelerine göre bir Ahi’nin üç şeyi açık olmalıdır. Bunlar:

1-Eli açık olmalı.(Cömert)

2-Kapısı açık olmalı.(Konuksever)

3-Sofrası açık olmalı.(İkram Etmeyi Seven)

Ahiliğin ilkelerine göre bir Ahi’nin üç şeyi kapalı olmalıdır. Bunlar:

1-Gözü kapalı olmalı. (Kimsenin ayıbını görmemeli)

2-Dili kapalı-bağlı olmalı. (Kimseye kötü söz söylememeli)

3-Beli kapalı-bağlı olmalı. (Kimsenin namusuna göz dikmemeli)

Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mikail BAYRAM , okulumuza gelerek eşsiz bilgisiyle Türk kültür tarihinde son derece önemli bir yere sahip olan Ahi Evren ve Ahi Teşkilatı hakkında öğrencilerimize bilgiler vermiştir.

[wpbgallery id=12788]

Yayınlanma tarihi: 9 Ekim 2017 Pazartesi, 16:33