Özel Meltem Koleji “Peygamberimizi ve Ehl-i Beyt’ini Anma Programı” düzenledi. Çok sayıda davetlinin katıldığı program büyük ilgi gördü. Programda, 6. Sınıf öğrencilerinin sergilediği, Peygamberimizin çocuk sevgisinin anlatıldığı tiyatro gösterisi izleyenlerin gözlerini yaşarttı. Yüze yakın öğrencinin görev aldığı anma programında Meltem Koleji Tasavvuf Musikisi Korosu da söylediği ilahilerle, izleyenleri mest etti. Anasınıfı, beşinci ve dokuzuncu sınıflara Kur’an-ı Kerim derslerinde gösterdikleri başarılardan dolayı belge verildi. Programın sonunda ise Ortaokul öğrencileri arasında düzenlenen ‘Peygamberimize Mektup’ yarışmasının ödül töreni yapıldı ve birinci olan mektup okundu.
Yarışmada birinciliği 6. sınıf öğrencisi Ayşegül Erkul, ikinciliği 6. sınıf öğrencisi Esma Ecrin Doğan ve üçüncülüğü de 5. sınıf öğrencisi Fatıma Koç kazandı. Ayşegül Erkul birinci seçilen mektubunu kendisi okudu, bu esnada izleyenlerin gözlerinin dolduğu ve duygulandığı görüldü.
İşte o mektup;
KALBİMDEN AYRILMAYACAK KİŞİYE, EN SEVGİLİYE…
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenimiz Mahi Hoca, bize ilk defa Sizi anlattığında çok etkilenmiştim. Başta, bir insanın nasıl bu kadar güzel bir ahlakı olacağı konusunda çok şaşırmıştım.
Sizin İslam’ı yayabilmek, bizleri cehennemin korkunç azabından kurtarabilmek için ne mücadeleler verdiğinizi okudukça Size olan hayranlığım daha da artıyor.
Hayatımın her dakikasında, her saniyesinde Sizin güzel ahlakınızı örnek almaya çalışacağım. Aslında bazen düşünüyorum; mübarek yüzünüzü görmeden, güzel sesinizi duymadan, o gül kokunuzu almadan nasıl oluyor da sizi bu kadar sevebiliyorum? Herhalde bu da Rabbimin mucizelerinden birisi.
Aslında, hayatınız zaten mucizelerle dolu.
Hani daha küçücük bir çocukken, Cebrail (a.s.) kalbinizi zemzemle temizlemiş. Bunu ilk duyduğumda böyle bir şeyin olması imkânsız, demiştim. Ama sonra, durdum ve düşündüm. Allahın en sevdiği kulu, O’nun son Peygamberisin, o zaman neden olmasın ki dedim. Hem Allah (c.c.) “Ol” dediğinde her şey oluverir.
Düşündüğüm bir şey daha var aslında.
Ya Siz olmasaydınız?
Belki şu an yaşayamazdım. Belki değil, biliyorum yaşayamazdım. Siz olmasaydınız, cahil ve İslam’dan yoksun bir ülke olurduk.
Benim gibi milyonlarca kız çocuğu gözlerinden akan yaşlara bakılmadan diri diri gömülürdü toprağa.
Sizin güzel ahlakınızın birçok örneği var.
Benim en sevdiğimse şu; Ebu Umayr’ın kuşu öldüğünde ona baş sağlığına gitmişsiniz. Duyduğumda vay canına dedim. Bu yüzden merhamet Peygamberisiniz bence…
Bazen sizi görüyor gibi oluyorum rüyalarımda.
Bir zaman makinem olsa doğduğunuz yıla, 571 yılına giderdim. Ve gidersem bir kız çocuğu olduğum için öle de bilirdim, evet. Ama olsun. Mübarek yüzünüzü görmek her şeye değer.
Anlayamıyorum bir türlü insanlar neden Size inanmıyorlar. Siz yalan söylemez, kötülük etmezsiniz kimseye. Ama yine de anlamıyorlar sizi.
Sizden sonra dünya o kadar değişti ki. Yanlışlar, kötülükler arttı.
Ancak, biz dinimizi rahatça yaşayalım, kimseye boyun eğmeyelim diye Yüce Allah bize, Mustafa Kemal Atatürk’ü gönderdi. O, bir ülke, bir vatan kurdu bize. Ama biz, Atatürk’ü de doğru anlayamadık.
Ve geldik mektubumun bittiği yere. Size daha sayfalarca yazabilirim ama ne yapalım.
Keşke mektubumu okuyabilseydiniz…